Yunanistan’da Rus Ortodoks rahiplerinin bin yıldır yaşadıkları Aynoroz’daki Athos Dağı’na rahiplerin bekaret yemini bozulmasın diye kadınların girmesi yasak.
Öyle ki adaya 1000 yıldır tek bir kadının ayak basmadığı söyleniyor.
Athos Dağı: Cennette Yenilenme’ adlı kitabın yazarı Dr Graham Speake bu durumu şöyle açıklıyor: “Hikayelerden birine göre, Azize Meryem Kıbrıs’a gitmek isterken gemisinin yoldan çıkması nedeniyle Aynoroz kıyısına gelmiş. Adayı öyle sevmiş ki oğluna dua ederek, adanın kendisine verilmesini istemiş. Oğlu İsa Mesih ise bunu kabul etmiş. Aynoroz bugün hala “Tanrının annesinin bahçesi” olarak adlandırılıyor.
Bu nedenle de adada kadın cinsini yalnızca Azize Meryem’in temsil etmesi gerektiğine inanılıyor.”
Bu ilginç yere 1045 yılından beri tek bir kadın ayak basmadığı söylense de, özellikle savaş zamanında bazı istisnaların olduğu biliniyor.
1946-49 yılları arasındaki Yunan iç savaşında, yarımadaya kaçan hayvanlarını almaya gelen köylülerin arasında kadınlar da vardı.
Ayrıca, 1953 yılında Maria Poimenidou adlı bir kadın da, erkek kılığına girerek adaya gitmeyi başardı ve bunun sonucunda kadınların Aynoroz’a gidişini yasaklayan bir yasa çıkarıldı.
Öte yandan tarihte sadece bir kadın Athos Dağı manastır topluluğunun izniyle bölgeye ayak basabildi.
Bu kadın ise ortaçağ Sırp İmparatoriçesi Jelena’ydı (Helena). Tarihteki en güçlü Sırp hükümdarı olan Kudretli Dusan’ın eşiydi.
Athos Dağı bölgesi kutsal bir alan sayılıyor. Bölgede birbirinden kale surlarıyla ayrılmış geniş avlulu 20 ortodoks manastır bulunuyor.
Aynoroz, 20 manastırı temsil eden 20 kişilik bir meclisle yönetiliyor.
Bölgede bulunan 20 Manastır’dan en eskisi MS 10. yüzyılda kurulan Megisti Lavra manastırı.
17 manastır ise Rumların egemenliği altında. Rus, Sırp ve Bulgar ortodoksların her biri tek bir manastır işletiyor.
Athos Dağı’nda söylentilere göre dişi hayvanların bile beslenmesine izin verilmiyor, bölgeye tavuklar alınmıyor, horozlar besleniyor.
Ancak adada istisna olarak dişi kediler bulunuyor.
Bu adaya gelmek için özel izin almak gerekiyor.
Her isteyen erkek Athos Dağı bölgesine giremiyor.
Bu halkın başlıca gelir kaynağı ise zeytin ve üzüm yetiştiriciliği.
Athos Dağı’ndaki gelenekler ve kurallar hakkında bir başka ilginç detay da şu şekilde.
Manastırlardaki bir geleneğe göre adada ölen rahipler ölünce dualarla gömülüyor.
3 yıl sonra ise mezarları açılıyor ve kemikleri çıkarılıp şarapla yıkanıyor.
Eğer kemiklerin rengi beyaza dönerse, bu o kişinin günahsız olduğu anlamına geliyor.
Günahsız olan keşişlerin kafatasları raflara koyulup, kemikleri ise farklı bir yere kaldırılıyor.
Bu keşişlere saygı amacıyla yapılıyor.
Ayrıca rahipler bu geleneği “Her gün ölümü hatırlarsan, seni kötülükten alıkoyar.” diyerek açıklıyor.
Kerem Divarcı