Anka'yı Beyazperde de izlemeye giden seyirciler, filmin başrol oyuncusu Ozan Akbaba'yı bir anda karşılarında görünce bir hayli şaşırdılar.
28 Ocak Cuma günü vizyona giren Türkiye'nin ilk hız-aksiyon filmi 'Anka'nın Torium AVM sinemasındaki akşam seansında heyecan ikiye katlandı. İzleyiciler film başlamadan önce Anka'nın başrol oyuncu Ozan Akbaba'yı karşılarında görünce şok geçirdiler. Şaşkınlıkla karışık bir heyecanla Akbaba'yı dakikalarca ayakta alkışlayan seyirci, film başlamadan önce 20 dakika Akbaba ile sohbet etme imkânı buldu.
Filmde hayat verdiği Murat karakteri ile ilgili sorular sorup izlemeden film hakkında bilgi almak isteseler de Ozan Akbaba ser verip sır vermedi. Sadece ufak detaylardan bahsedip adrenalini daha çok yükseltti.
Covid önlemleri alınarak doldurulan salonda hayranları ile birlikte filmi izleyen Ozan Akbaba, çıkışta duygularını şöyle ifade etti: "Yıllardır beni takip eden, oynadığım dizilerden dolayı neredeyse her hafta evlerinin salonuna konuk eden bir kitleyle filmi izlemek başka bir heyecandı. Aile üyelerinin onayını almaya gitmek gibiydi. Sağ olsunlar film bittiğinde o kadar gururlandırdılar ki beni… Kimi gözyaşlarıyla kimi de sarılarak belli etti beğenisini. Artık içim çok daha rahat. Anka'nın yolculuğu çok güzel başladı."
Başarılı oyucu Ozan Akbaba’nın hem proje tasarımını yaptığı hem de senaryosunu yazdığı sinema filmi Anka, Türkiye’nin ilk hız ve aksiyon filmi olma özelliğini taşıyor.
Mgx Film’in yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmen koltuğunda Filinta ve Halka dizilerinin başarılı yönetmeni Süleyman Mert Özdemir oturuyor. Aksiyon sahnelerinde ise James Bond filmlerinde çalışmış, uluslararası yönetmen Marc Schölermann'ın imzası bulunuyor.
Ozan Akbaba ile birlikte Uğur Uzunel, Deniz Işın, Serdar Orçin, Engin Hepileri ve Atilla Şendil'in başrollerini paylaştığı “Anka” aksiyonu bol bir erkek hikayesi. Beyaz perdede filmi izlerken adrenalin salgılamanız garanti.
İsminden de anlaşılacağı üzere sıfırı tüketmiş bir adamın arabalara olan tutkusu ile küllerinden doğmasını anlatan film yarışmak kadar dostların ve ailenin de önemli olduğunu vurguluyor. Bu yüzden mesajı çok net: “Gittiğin her yere seni zafere taşıyan insanlarla gidersin. Herkesi geç, geride kimseyi bırakma…”