Güzeldik biz eskiden
Sahiciydi her şey.
Eti için bir tek kasap amcayı severdik.
İki yüz elli gram kıymayı ne de heyecanlı taşırdı babam.
Çorbaya mı, yemeğe mi katsam derken
hepsine birden yetirebilen mucizenin adıydı annem.
Ne de neşeliydi o sofra.
Sonra güzel olmaktan mı sıkıldık ne, büyüdük birden.
Sahici gelmedi hiçbir şey.
Eti için bir çok insana yaklaştık, seviyor gibi yaptık.
İki yüz elli gram beynimizi ne de havalı taşıdık.
Ona mı yaklaşsam, buna mı derken
hepsinde birden insanlığımızı bırakmanın rezilliğiydi yaşamak.
Güzeldik biz eskiden, ama çok eskiden.
Uzaklaşmadan önce bize sahici gelen şeylerden...
Eskitti eskileri insanlar..
Ne anılar kaldı..
Ne sıcacık bağlılıklar..
Nerde o güzel insanlar..?
Gönülden gönüle sarılanlar..
Vefayı unutmayan,
Cefayı birlikte sırtlayan..
İki elden bir olan..
O güzel insanlar nerde?