DİZİ

Nilperi Şahinkaya: Kendime aşık biri değilim

Oyuncu Nilperi Şahinkaya, BeStyle Magazine’in ocak sayısına röportaj verdi.

Kanal D’nin yeni dizisi “Senden Önce” ile seyirci karşısına çıkmaya hazırlanan Nilperi Şahinkaya, iyi projelerde yer almasının şans olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı: “İnsan kendi şansını yaratıyor. Ben hep disiplinli, titizlikle çalışan, en iyisini yapmak için gecesini gündüzüne katan bir oyuncu oldum.”

 “Senden Önce” dizisinde başrolü üstlenen ünlü oyuncu, “Oyunculuğu ile zirvede olan isimlerle çalışma fırsatını, iyi projelerin seninle buluşuyor olmasını biraz da şanslı olmaya yoruyor musun?” sorusu üzerine şöyle konuştu:

“Dışarıdan şans gibi görünen her şeyin arkasında çok büyük emekler var. Öyle bir cümle var hatta, ‘Hayatın bir anda değişir ama o ana gelmek yıllar almıştır’ diye, çok doğru buluyorum. İnsan kendi şansını yıllarca attığı adımlarla yaratıyor. Ben hep disiplinli, titizlikle çalışan, en iyisini yapmak için gecesini gündüzüne katan bir oyuncu oldum.”

DOĞRU ZAMANDA CESUR DAVRANDIM

Şahinkaya, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Doğru zamanda cesur davranıp, doğru zamanda geri adım atmasını da bildim. Kendine âşık olmayan, aksine kendini hep eleştiren ama bu eleştiriyi gerçekçi bir yerden yapabilen, hatalarından ders çıkaran biri olmaya gayret ettim. Tüm bunların sonucunda, işinde başarılı olanlara görünür oldum. Çünkü en iyiler, ne kadar popüler olduğunuza değil, işinizi ne kadar tutkuyla yaptığınıza bakar.”

DÖRT DİL BİLİYOR

İyi derecede İngilizce, Fransızca, Almanca ve İtalyanca bilen Nilperi Şahinkaya, bu durumun oyunculuğuna katkılarını şöyle anlattı: “Mesela bir işi çekmeden önce, referans olarak Türkçe altyazısı olmayan yabancı işlerden örnek verilebiliyor. Bunlardan biri ‘Aynen Aynen’di. Fransız yapımı bir iş ve altyazısı yoktu. Böyle birçok durum yaşadım ve dil bilmek avantaj oldu. Tüm referans işleri ana dilinde izledim. ‘Derin Mor’ setinde görüntü yönetmenimiz Florent, Fransızdı ve benimle Fransızca konuşuyordu. Bana teklif edilen, daha Türkçeye çevrilmemiş bazı tiyatro oyunlarını da İngilizce okuyup, karar verme fırsatım oldu. Mesela oynadığım ‘Kalp’ oyununu İngilizce okuyup teklifi kabul etmiştim.”