KONUŞMASIZ BİR SOHBET (NOSTALJİ)

Magazinsortie.com Yazarı Demirhan Hararlı nostaljik bir yazı kaleme aldı... "Ülkemizde değerler sistemi alt üst oldu..."

Öyle günler yaşamışız ki , değerini şimdi daha iyi anlıyor insan. 
"Kaybetmeden anlıyamaz insan " derler, ama bu sanki kaybetmek değil de, eskilerin yerine onlara benzerlerini ikâme edememek...Kendi elimizde olan bir şey de değil, Dünya da çok değişti, başka bir çağa geçildi ama, en kötüsü ülkemizde değerler sistemi alt üst oldu.

Eski âdab yok, eski edeb yok, eski sevinç, kıvanç, mutluluk anlayışları artık yok. Eski tabirle başkasının kederiyle mükedder, başkasının süruru ile mesrur olmak yok.Bilinmiyor. Çünkü, empati yok. Hırs var, gösteriş var, caka var. Tevazu kaybolmuş zaten bilinmiyor.

Daha fazla örnek yazmıyacağım, zira yazmaya kalksam, sayfalar yetmez.

Bazen kelimeler bile ağır geliyor insana. Konuşmak bile yük oluyor.
 
Ne istiyorum biliyor musunuz! 

Daha evvel tanımış olayım veya olmayayım, erkek veya kadın, o günleri ve o kültürü doya doya yaşamış, şehir kültürünü, eğlence hayatını, işret denilen o eski içki sofralarını, eski sinemaları, tiyatroları, operayı, baleyi, halk müziğini, klâsik Türk müziğini, edebiyat sohbetlerini bilen, dinlemiş bir arkadaşla, bir tahta masada veya kolalı beyaz masa örtüsü olan bir masada  karşılıklı saatlerce oturalım, masada da iki dilim kavun, iki dilim beyaz peynir ve ve ufak bir yeni rakı olsun. Hatta, bugünün o enfes rakılarına bile gerek yok, eskilerin, o şişeyi açıp, şişenin boğazına  kâğıt peçete sarkıtıp ispirtosunun çıkmasını beklediğimiz tekel rakılarından bile olabilir. Nasıl olsa masaya biraz sonra bir haydari, bir arnavut ciğer tava bırakacaklardır. Beyaz Leblebi de olur.

Hiç konuşmadan otursak, o günleri yaşamış kişilerin bir bakışı, nefes alış verişi bile kâfi gelir. Kelimelerin yük olduğu zaman bunu bir deneyin arkadaşlar. Ama o arkadaşınızı iyi seçin. O bahsettiğim dönemi mutlaka bu şartlarda yaşamıs birisi olsun. O masaya ne siyaset uğrar ne de başka bir şey. Belki sofraya birazdan bir buzlu badem koyarlar.. 

Velhasıl, yine şairin dediği gibi; " Melâli anlamayan nesile aşina değiliz. "

Bu nesil bu melâli ( üzüntüyü) anlamıyor, anlıyamıyor.

1 Mayıs 2024

Demirhan Hararlı