OLCAY ÜNAL SERT
28 Temmuz, tıpkı Annemi kaybettiğim 9 Mart 2022 gibi hafızama kara bir gün olarak kazındı.
Oysa ilk başta İlhan İrem arıyor diye sevinmiştim, uzun zamadır haber alamamıştım... Malesef İlhan Bey'in eşi Hansu Hanım sanatçının cep telefonundan arayarak acı haberi verince bende şok oldum... Hansu İrem; "Üç vasiyeti var" diyerek peşi sıra isteklerini sıraladı: "Tabutunun Türk bayrağına sarılmasını istiyor. AKM de bir tören yapılmasını istedi. Bir diğer vasiyeti de Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilmek."
Türk Pop Müziği'nin en romantik sanatçısı İlhan İrem'i 30 Temmuz da vasiyet ettiği gibi Türk Bayrağı'na sarılı olarak; AKM ve Bebek Camii'nde yapılan törenlerle sonsuzluğa uğurladık... Çok zamansız oldu bu ayrılık... Bundan böyle eserleriyle yaşayacak.
İlhan İrem geriye; "İşte Hayat", "Boşver Arkadaş", "Konuşamıyorum" (Sazlıklardan Havalanan), "Anlasana", "Olanlar Olmuş", "Sürgün Gibi Masallarda", "Ayrılık Akşamı", "Sen Bilirsin", "Bal Ağızlım", "Yemyeşil Bir Deniz Senin Gözlerin", "Gemiler Döner Geriye", "Ali, Veli, Maria", "Halley", "Yılan Isırığı", "Aşk Kapıları", "Hû", "Müjde", "Bezgin", "Samanyolu", "Şalamar", "Don Kişot", "Son Selam" gibi unutulmaz eserler bıraktı. İrem, besteci ve yorumcu kimliğinin yanı sıra yazar ve ressam kimliğiyle de biliniyordu.
İlhan İrem ile çok sayıda röportaj yaptık. İlhan İrem öyle herkese kolay röportaj vermez, iyice tanımadan görüşmezdi. 1992 yılında Gülhane Parkı'nda verdiği konserden sonra inzivaya çekilen ve 14 yıl aradan sonra sahnelere yeniden dönen sanatçı ile Kral Müzik Dergisi, Star, Akşam, Vatan, Milliyet ve Hürriyet gazeteleri ile Magazinsortie.com 'a çok özel röportajlar yaptık.
Her defasında samimi içten açıklamar yaptı. 'Cennet İlahileri' albümü vesilesiyle tanıştık ve bu günlere geldi dostluğumuz. Mevlâna felsefesini mi benimsediniz diye sorduğumda "Siz ışığı görmüşsünüz" derdi... Ayrıca din sömürüsü yapanlar için; "Sen, ben daha inançlıyız!" derdi...
İlhan İrem & Olcay Ünal Sert, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nun kulisinde. (Aşk Sensin konserinden sonra)
ATATÜRK'Ü SEVMEYEN KİŞİYE GÜVENMEM
2010 yılında Milliyet gazetesine yaptığımız röportajda sanatçı kırmızı çizgisinin sorulması üzerine şöyle yanıt vermişti:
Ürettiklerim ve gerçek hayatımla bir kainat gezginiyim. Ama bu hassas coğrafyada yaşayan bir sanatçı olarak, üzerinde yaşadığım topraklara olan sorumluluklarımı gözardı edemem. Düşlenen cennetlere rüya alemlerinden transit olarak geçilmiyor. Tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne inanan, laik, demokratik, Kemalist, anti emperyalist bir yurtseverim. Bu benim dünya görüşümdür. Kimseyi ilgilendirmemesi gerektiği gibi, kimsenin düşünsel yapısı ve yaşam şekli de başkalarını ilgilendirmez. Çalıştığım kişilerde, müzisyenlerimde, her türlü eğilime, tercihe sahip insan vardır. İnsanların özü, ne kadar insan olduğu önemlidir. Asla kimlik gözetmem. Ancak bir kırmızı çizgim var. Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmeyen kişilere güvenmem. Bence Atatürk’ü sevmeyen bir kişi vefa duygusundan yoksun demektir. Vefa duygusu taşımayan kişiler vicdana sahip değildir. Vicdanı olmayanlar kendilerini, hayatlarını, başkalarını, çevrelerini, giderek dünyayı evrensel boyutlarda sevemezler.
CENNET İLAHİLERİ'Nİ BİRLEŞİK BİR İNANÇ VE AŞK ÇATISI DÜŞLEYEREK KURGULADI
80'li yıllarda toplumda ki çürümeyi görerek kendi galaksisine çekilen İlhan İrem;
“Işık ve Sevgiyle” felsefesini benimsemiş bir sanatçı olarak, günümüzde vahşi cinayet ve katliam olaylarının artmasını neye bağlıyorsunuz? İnsanlık mutluluğu nasıl yakalayacaktır? sorusuna da şu yanıtı vermişti:
Ben toplumdaki çürümeyi ilk kez görenlerdenim. 30 sene önce, bugün yaşanacakları durugörü gibi önceden hissettim. 1980 yılında ilk tepki olarak iç uzaylarıma çekildim. 90’ların başından itibaren müzik çalışmalarını sürdürmekle birlikte fizik olarak kendimi geri çektim. Bu ormana ait hiçbir kişi ya da kavram ile ilişkim olmadı. Sanatçı olarak her zaman kendi lisanımla çalışmalarımı ve uyarılarımı yaptım. 1980 – 1987 arasında yazdığım 150 dakikalık rock senfonide (Pencere… Köprü… Ve Ötesi…) 1985’den bu yana yazdığım, başta “Katastrof” (Kıyamet) olmak üzere bütün kitaplarım ve “Koridor”, “Seni Seviyorum”, “Cennet ilahileri” gibi bütün albümlerimde Türkiye’nin, dünyanın ve insanlığın içinde bulunduğu çürümeyi ve sevgisizlik krizini anlattım hep. Tabii ki toplumun duyarlı ve aydınlık insanlarının netlikle algılayabileceği, insani donanım gerektiren söylemler bunlar.
“Cennet İlahileri”ni birleşik bir inanç ve aşk çatısı düşleyerek kurguladım. Çünkü içimdeki umut ve güzele olan aşk asla ölmez. inançlardan, kutsal kitaplardan ve mitolojik metinlerden çağrışımlar taşıyan birleştirici bir cennet düşledim. “Hu” adlı şarkının ardından çan sesleriyle ”Müjde” başlıyor. Göksel metinler ve anlatımlarla süren, içbarıştan dünyaya ve evrene açılan müzikal devinimler… yaklaşık yarım asırdır sürdürdüğüm bir açılımla ışıklı sevgileri anlatıyorum. Teorilere, büyük büyük formüllere gerek yok. İlhan İrem ve izleyicilerinin sessiz sedasız oluşturdukları olağanüstü sevgi ve bütünsel yapı, evrensel insanın his paylaşımına mükemmel bir örnektir.
Size göre kimler efsane? Efsane olmanın kriterleri nelerdir?. ‘Yaşayan Efsane’ olarak anılmak nasıl bir duygu? sorusuna ise İlhan İrem; "Efsane olmak bence yüzyıllar sonra yaşayan ölümsüz eserler bırakmaktır. Çağlar sonra netleşecek bir olgudan bugünden söz etmek anlamsız. Dünyevi payelerden uzak durmayı başarabildiğim için, saf, duru ve yoğun şarkılar yazabiliyorum. Müziğimi hayatım olarak yaşıyorum." demişti.
1991 yılında evlendiği Hansu İrem ile tutkuyla bağlıydılar. Ömrünü sevgiye adamış bir Ozan'ın ansızın gidişi hepimizi çok üzdüğü gibi en başta Hansu İrem'i derinden sarstı...
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunu olan Hansu İrem, AKM'de ki törende oldukça duygusal anlar yaşadı. Hansu Hanım, duygularının sorulması üzerine; “Beraberliğimiz hiç bitmeyecek. Konserleri devam edecek. Her zaman bizimle olacak. Bizi bırakmadı ve bırakmayacak. Biz de birbirimizi bırakmayacağız. Işık ve Sevgiyle aşkımızı yaşatmaya devam edeceğiz...” diye yanıt verdi. Hansu İrem zor günler yaşadığı şu günlerde sevgisini "Ben ondan güç alıyorum. Anısını yaşatmaya devam edeceğim." diyerek anlatıyor...
İlhan İrem her konserine davet ederdi sağolsun. En umutsuz anlarda bile umut doluydu; "Heşey şimdi başlıyor!" derdi.... Telefonla sobetlerimizi, o naif sesi, her zaman çok özleyeceğim. Işıklar içerisinde yat Sevgili İlhan İrem. Seni hiç unutmayacağım. Bu dünyanın en acı tarafı sevdiklerimizin birer birer elimizden kayıp gidiyor olması. Neyse ki kalbimize öyle derin imzalar attınız ki sizi hiç unutmayacağız. Huzur içinde yat büyük Ozan. Işık ve Sevgiyle... Olcay Ünal Sert
AJDA PEKKAN & İLHAN İREM
İlhan İrem için ilk tören Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı. İrem, dakikalarca alkış yağmuruna tutuldu...
İlhan İrem, Annesi Mesude Aldatmaz ile birlikte. (2014)
İlhan İrem kimdir?
İlhan İrem, doğum adıyla İlhan Aldatmaz (1 Nisan 1955, Bursa - 28 Temmuz 2022, İstanbul), Türk şarkıcı ve söz yazarıdır.
Doğumu ve ailesi
İlhan İrem 1955 yılında Bursa'da dünyaya geldi.
Müzik kariyeri
Ortaokulda solfej ve şan dersleri almaya başladı ancak müzik hayatına girmesi, 1969 yılında (14 yaşındayken) üst dönemler tarafından okul orkestrasına solist olarak seçilmesi ile oldu. 1970 yılında mensubu olduğu Meltemler Orkestrası, Milliyet Gazetesi'nin düzenlediği Liselerarası Müzik Yarışması'nda Marmara bölgesi birinciliği kazandı.
Bu dönemde İstanbul'daki pek çok profesyonel müzik grubundan teklif aldı ancak 1972 yılına kadar Bursa'da kalmayı tercih etti.
Aynı kadro ile 1972'ye kadar Bursa Çelik Palas Oteli'nde ve Uludağ diskolarında dans müziği şarkıcılığını sürdürdü.
70'li yıllar
İlhan İrem sanat hayatında 70'li yılları "romantik dönem" olarak adlandırır.
Bu dönemde single plaklar ve romantik hit parçalar üretmiş, 1973 yılında kendi imkânları ile Diskotür firmasına yaptığı ilk 45'liği Birleşsin Bütün Eller - Bazen Neşe Bazen Keder ile beklediği başarıyı yakalayamadı. Plak firmasının bestelerini başka sanatçılara söyletme isteğini geri çevirdikten sonra yapmış olduğu ikinci 45'liği "Yazık Oldu Yarınlara - Haydi Sil Gözlerini" genç sanatçıyı bir anda Türkiye'deki en popüler sarkıcılardan biri yaptı.
1975 yılında yayınlanan üçüncü 45'liği "Anlasana" ile başarısını devam ettirdi.
1976 yılında yayınladığı dördüncü 45'liği, tanrıyı sorguladığı "Kuklacı Amca" şarkısı nedeniyle gelen baskılar sonucunda plak şirketi tarafından piyasadan toplatıldı.
1976 yılında ilk uzunçalar çalışması olan İlhan İrem 1973-1976 yayınlandı. "Havalar Nasıl", "İşte Hayat", "Son Selam", "Ayrılık Akşamı", "Sen Bilirsin", "Bal Ağızlım" gibi her yaptığı 45'lik liste başı oldu.
1973-1981 yılları arasında toplam 10 adet 45'liği yayınladı ve 1979 yılında yayınladığı senfonik yapıdaki Sevgiliye uzunçaları ile Esin Engin'in aranjörlüğünde ilk defa akademik bir çalışmayla müzik yaşamında yeni bir yola saptı. Sevgiliye albümünde ilk defa kendi yazdığı sözler dışında bir Nazım Hikmet şiiri olan "Hoşgeldin Kadınım"ı besteledi ve "Hoşgeldin" adı ile seslendirdi.
80'li yıllar
80'li yıllar pencere albümüyle başlayan popüler kültürden uzaklaşma sürecine denk gelir.
Bu dönemdeki eserlerinde toplumsal sorunlara karşı duyarlılığının arttığı gözlemlenir.
Yine İlhan İrem bu dönemde -kendi ifadesiyle- 12 Eylül 1980 Darbesi ve ardından gelen "Amerikan-Arap karışımı liberalizm" ile sanatsal ve insani değerlerin yok olma sürecinin başladığını iddia ederek ve buna tepki göstererek sahnelerden geri çekilmeye başladı.
Öncelikle yine kendi ifadesiyle "içtenliksiz, soluk, günü yaşayan ve anlamsız kalabalıklar olduğuna karar verdiği insanlardan" ve "ürettiklerinden çok şekillerle ilgilenen popüler kültürden" uzaklaştı.
87'ye kadar sürecek bir inziva için Tarabya'daki evine kapandı. Bu dönemde kendi tabiriyle "kendi içine, iç uzaylarına derin yolculuklar yapmayı" öğrendi.
Müziğe verdiği ara 70'li yıllardaki şarkılarındaki hüzün temasından huzur ve metafizik temalı şarkılara uzanan bir süreci başlattı. Bu süreçte bir rock senfoni yazdı. 1981 yılında askerliğinde yaptığı bestelerden oluşan "Bezgin"i yayınladıktan sonra, 1983 yılında yedi yıllık bir çalışmanın ürünü olan 150 dakikalık senfonik rock üçleme, Pencere (1983), Köprü (1985), Ve Ötesi (1987) üç ayrı albüm halinde sırayla yayınlandı. Kesintisiz bir müzikal yapıdan oluşan rock senfoninin ilk albümü olan Pencere yayınlandığı 1983 yılında Altın Plak ödülü aldı.
"Pencere", İlhan İrem’in “Koridor” ve “Seni Seviyorum” albümleri ile birlikte pek çok kez “Bütün Zamanların En İyi Albümü” seçildi.
1984 yılında Türkiye'yi Bulgaristan'da düzenlenen Altın Orfe Yarışması'nda temsil etti. Gazeteciler Özel Ödülü'nü kazandı.
1985 yılında üçlemenin ikinci albümü “Köprü” ve İlhan İrem'in ilk kitabı “Pencere... Köprü... Ve Ötesi...” yayınlandı. Kitapta İlhan İrem’in Rock Senfonideki müzikal anlatımı kaleme aldığı öykü ve bu öykünün Nuri Kurtcebe tarafından görüntülenmiş çizgileri ile Burak Eldem, İzzet Eti ve Adnan Özer’in İlhan İrem Müziği üzerine kapsamlı bir araştırması yer aldı. Yine 1986 yılında sözlerini yazdığı "Halley" Melih Kibar tarafından bestelendi ve Türkiye'ye Eurovizyon Şarkı Yarışması'nda o yıla kadar alınan en iyi dereceyi getirdi.
1987 yılında üçlemenin son bölümü olarak “Ve Ötesi” albümü ile "Uzaklarda Biri Var" (Denemeler) adlı ikinci kitabı yayınlandı. Sonraki Dünden Yarına, 1989 yılında ise Uçun Kuşlar Uçun albümleri yayınlandı. Kültür Bakanlığı "Blues For Molla" isimli şarkının albümden çıkartılması koşuluyla "Uçun Kuşlar Uçun" albümüne yayın izni verdi.
Humeyni'nin yazar Salman Rüşdi'ye verdiği ölüm fetvasını hicveden şarkı 29 Ekim 2008 tarihinde Cumhuriyetin 85. Yılında sanatçı tarafından günışığına çıkartılarak radyolara dağıtıldı, 1990 yılında üçüncü kitap olan "Katastrof" (Şiirler) ve "Pencere.. Köprü... Ve Ötesi..." üçlemesi kapsamlı bir konsept olarak tek albüm halinde yayınlandı.
90'lı yıllar
İlhan-ı Aşk albümüyle başlayan ve ardından gelen “Koridor” ve “Seni Seviyorum” albümleri ile devam eden süreçtir. Bu dönemde siyahlar giyinmeye başlayan toplum ve sanat ortamında hissettiğini söylediği duyarsızlığa bir sessiz direniş olarak popüler kültürden tamamen çekildi ve 1992-2006 yılları arasında konserlerine ara verdi.
İlhan İrem'in “Işığa ve yeni boyutlara açılan koridor” betimlemesi ile başlattığı fizikî kayboluş süreci, albüm çalışmalarını aralıksız sürdürdüğü, kitap ve yazın çalışmalarını yoğunlaştırdığı dönemdir.
Bu dönem sanatçının müziğinin felsefi boyutlara dönüşerek kalabalıklarla buluşma yıllarıdır.
Ayrıca bu dönemde İlhan İrem, 4 albümden oluşan çok kapsamlı bir "Best Of" serisi yayınlayarak tüm repertuvarını ulaşılabilir hâle getirmiştir.)
1992 yılında İlhan-ı Aşk albümünü yayınladı. 1994 yılında yayınlanan Koridor ve Romans albümleri ile birlikte aynı yıl dördüncü kitap "Delirium" (denemeler) piyasaya çıktı, 1995 yılında Sevgililer Günü / The Best Of İlhan İrem 1, 1997 yılında Aşk İksiri & Cadı Ağacı / The Best Of İlhan İrem 2, 1998 yılında Hayat Öpücüğü / The Best Of İlhan İrem 3 albümü ve "Millenium / Sanalizasyon Fareleri, Yarasalar ve Diğerleri" (Denemeler) adlı beşinci kitap okuyucuya ulaştı.
2000'li yıllar
2000 yılında eski çalışmaları olan "Bezgin", "Pencere... Köprü... Ve Ötesi..." albümleri, bazı bölümleri yeniden mix edilmiş ve yenilenmiş kayıtlarıyla "Bezginin Gizli Mektupları", "Uçuk Mavi Pencere", "Bulutlara Köprü", "Düşler ve Ötesi" isimleriyle tekrar piyasaya çıktı.
Yeni şarkılardan oluşan "Seni Seviyorum" 2001 yılında yayınlandı. Sanatçı 2003 senesinde "Bir Meleğe Aşık Oldum / The Best Of İlhan İrem 4", 2004'te "Işık ve Sevgiyle 30 Yıl" albümlerini yayınladı. Sanat hayatında “Cennet İlahileri” albümü ile başlayan süreçtir. İrem bu dönemi bir konserinin de adı olan "yürek büyüsü" kavramıyla tanımlar.
Yeniden sahnelere döner ve nadir solo konserler verir. Bu dönemde hakkında çeşitli kitaplar yayımlanır, müziği hakkında çeşitli araştırmalar ve paneller yapıllır.
Ayrıca İlhan İrem’in siyasî yazıları bu dönemde yoğunlaşmıştır.
İlhan İrem'in yeni şarkılardan oluşan "Cennet İlahileri" adlı albümü 2006 yılında yayınlandı. 2007 senesinde "Siyah Kuğunun Şarkısı" isimli altıncı kitabı "Senfonik Şiir" alt başlığıyla yayınlandı. 2008 yılında çocuklar için hazırladığı "Tozpembe / Progresif Çocuk Şarkıları" isimli bir albüm yayınladı. İlhan İrem, Türkiye'de son dönemde yaşananları kendi penceresinden kaleme aldığı "Güneş Ülkesinin Karanlık İnsanları" isimli yedinci kitabını 2014 yılında yayınladı.
İlhan İrem, 17 Eylül 2013 tarihinde Akşam Gazetesi'nden Olcay Ünal Sert'e verdiği röportajda "Eserlerimi hiçbir zaman belli kalıplar içinde üretmem. Her biri canlıdır. Her birinin kendi içinde bir dinamiği vardır. Senfoni gibi gelirler. Ürettiğim anda tamamen trans halinde oluyorum." demiştir.
Sanatçı günümüzde yeni albüm çalışmalarını sürdürmekte olup 2006 yılından beri İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde her yıl konser vermekte olup, 30 yıl aradan sonra doğum yeri Bursa'da 4 Haziran 2016 tarihinde konser vermiştir.
Eurovision Şarkı Yarışması
İlhan İrem, 3 kez Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye finallerine katıldı. "Bir Yıldız" adlı bestesi 1979 Eurovision Türkiye finaline kaldı. Ama yarışamadan askere alındı. Finallerde yarışabilmesi için TSK'dan İlhan İrem'e özel izin verildiği halde, sanatçının bağlı bulunduğu plak şirketi bu süreçte "Bir Yıldız" adlı şarkının yer aldığı "Sevgiliye" albümünü yayınladığından, kurallar gereği diskalifiye oldu.
İlhan İrem, 1988'de "Yurtta Barış Dünyada Barış" ve 1990'da "Komedi" adlı besteleriyle iki kez daha Eurovision yarışmasına katıldı.
İlhan İrem, Türkiye'yi 1986 yılında Norveç'te temsil eden "Klips ve Onlar" grubunun seslendirdiği Melih Kibar'ın bestesi "Halley" isimli şarkının söz yazarıdır.
Ödülleri
İlhan İrem sanat yaşamı boyunca 6 kez Altın Plak olmak üzere pek çok ödül aldı.
Aralarında Hey ve Ses de olmak üzere çeşitli dergi, gazete ve kurumlar tarafından pek çok kez "yılın erkek sanatçısı" ve "yılın sanatçısı" ödüllerine layık görüldü.
Birçok şarkısı ve albümü çeşitli dergi, gazete ve kurumlar tarafından "yılın şarkısı/yılın albümü" seçildi.
İrem Bağı
1985'te İlhan İrem’in “Işık ve sevgiyle” felsefesini hayatlarına geçiren dinleyicileri tarafından “İrem Bağı” adlı birliktelik kuruld.
Resim ve yazı çalışmaları
Soyut resim çalışmaları yapan İlhan İrem zaman zaman kişisel resim sergileri açmaktadır. Cumhuriyet Gazetesi, Aydınlık Gazetesi ve Oda TV'de köşe yazıları yazmıştır.
Çağdaş bir ozan olarak kabul edilen İlhan İrem; eserlerine yansıttığı mistik, metafizik, doğaüstü ve tasavvufî çağrışımların bir sonucu olarak, kendine has bir izleyici kitlesine sahiptir.
Siyaset
İlhan İrem dünya görüşünü laik, demokratik, Kemalist ve anti-emperyalist olarak tanımlar, Yeşiller Partisi kurucu üyesidir.
İlhan İrem 2010 yılında Milliyet'te Olcay Ünal Sert ile yaptığı röportajda kırmızı çizgisinin sorulması üzerine; "Atatürk’ü sevmeyen kişiye güvenmem!" demiştir: "Ürettiklerim ve gerçek hayatımla bir kainat gezginiyim. Ama bu hassas coğrafyada yaşayan bir sanatçı olarak, üzerinde yaşadığım topraklara olan sorumluluklarımı gözardı edemem. Düşlenen cennetlere rüya alemlerinden transit olarak geçilmiyor. Tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne inanan, laik, demokratik, Kemalist, anti emperyalist bir yurtseverim. Bu benim dünya görüşümdür. Kimseyi ilgilendirmemesi gerektiği gibi, kimsenin düşünsel yapısı ve yaşam şekli de başkalarını ilgilendirmez. Çalıştığım kişilerde, müzisyenlerimde, her türlü eğilime, tercihe sahip insan vardır. İnsanların özü, ne kadar insan olduğu önemlidir. Asla kimlik gözetmem. Ancak bir kırmızı çizgim var. Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmeyen kişilere güvenmem. Bence Atatürk’ü sevmeyen bir kişi vefa duygusundan yoksun demektir. Vefa duygusu taşımayan kişiler vicdana sahip değildir. Vicdanı olmayanlar kendilerini, hayatlarını, başkalarını, çevrelerini, giderek dünyayı evrensel boyutlarda sevemezler."
Özel hayatı
Orta Doğu Teknik Üniversitesi psikoloji mezunu olan eşi Hansu İrem ile 1 Ekim 1991 tarihinde evlenen İrem'in son dönem eserlerinin pek çoğunun şiirlerini eşi yazmakta, aynı zamanda albümlerinin kapak fotoğraflarını çekmektedir.
Hansu İrem aynı zamanda İlhan İrem'in sanat yönetmenliğini yapmaktadır.
Çiftin çocuğu yoktur.
Ölümü
28 Temmuz 2022 tarihinde böbrek yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Haberi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu duyurdu. İlhan İrem, 30 Temmuz 2022 de İstanbul AKM de ve Bebek Camii'nde düzenlenen törenlerin ardından Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Diskografi
Plakları
1973: Birleşsin Bütün Eller Bazen Neşe Bazen Keder
1974: Yazık Oldu Yarınlara Haydi Sil Gözlerini
1975: Anlasana Ne Güzel Bak Yaşamak
1975: Bir Varmış Bir Yokmuş (Kuklacı Amca) Hasretim Sana
1975: Ver Elini Üzülme Dostum
1976: Havalar Nasıl Gözünü Seveyim
1977: Sensiz de Yaşanıyor (İşte Hayat) Son Selam
1978: Ayrılık Akşamı (Sazlıklardan Havalanan) Sen Bilirsin
1979: Bir Zamanlar Yeni Bir Şarkı
1980: Er Mektubu Görülmüştür Bal Ağızlım
Albümleri
1979: Sevgiliye
1981: Bezgin
1983: Pencere
1985: Köprü
1987: Ve Ötesi
1988: Dünden Yarına
1989: Uçun Kuşlar Uçun
1992: İlhan-ı Aşk
1994: Koridor
1994: Romans
2001: Seni Seviyorum
2006: Cennet İlahileri
2008: Tozpembe/Progressive Çocuk Şarkıları
Toplamalar
1976: 1973-1976
1990: Pencere... Köprü... Ve Ötesi...
1995: Sevgililer Günü The Best Of İlhan İrem 1
1997: Aşk İksiri & Cadı Ağacı The Best Of İlhan İrem 2
1998: Hayat Öpücüğü The Best Of İlhan İrem 3
2003: Bir Meleğe Aşık Oldum The Best Of İlhan İrem 4
2004: Işık ve Sevgiyle 30 Yıl
Yeni basım
2000: Bezginin Gizli Mektupları
2000: Uçuk Mavi Pencere
2000: Bulutlara Köprü
2000: Düşler ve Ötesi
Kitapları
1985: Pencere... Köprü... Ve Ötesi... (Öykü)
1987: Uzaklarda Biri Var (Denemeler)
1990: Katastrof (Şiirler)
1994: Delirium (Denemeler)
1998: Millenium / Sanalizasyon Fareleri, Yarasalar ve Diğerleri (Denemeler)
2007: Siyah Kuğunun Şarkısı (Senfonik Şiir)
2014: Güneş Ülkesinin Karanlık İnsanları (Denemeler)
Hakkında yazılan kitaplar
"Sürgün Gibi Masallarda" Michael Kuyucu (2008) Pegasus Yayıncılık
"Işığın Aşkıyla İlhan İrem, Müziğin Mistik İlahı'" Özlem Süyev Zat (2008) Siyah-Beyaz yayınları
"Ölümsüz Ozan İlhan İrem" Hakan Taştan, Ersin Kamburoğlu (2008) Cinius Yayınları
Fotoğraf: Olcay Ünal Sert
Sahnelere veda etmesi ve geri dönmesi
İlhan İrem, 8 Ağustos 1992 tarihinde Gülhane Parkında verdiği konserden sonra popüler kültür ortamlarından çekilmiş ve sahnelere veda etmiştir.
Sanatçı, 40.000 kişinin izlediği bu konserden 14 yıl sonra, 29 Eylül 2006’da İstanbul Açıkhava Tiyatrosundaki o yılın almanaklarına giren büyük bir konserle sahnelere dönüş yapmıştır.
Aradaki 14 yıllık dönemde sahnelerden ve tüm popüler tanıtım mecralarından geri çekilen İlhan İrem bu süreçte albüm çalışmalarını kesintisiz olarak sürdürmüştür.
Işıklar içinde uyu Efsane...
Olcay Ünal Sert