Hülya Koçyiğit her pazar TRT-2 ekranlarında yayınlanan “Film Gibi Hayatlar” programının yeni bölümünde, Türk halk müziği sanatçısı, “Giresun’un sanat kraliçesi” olarak anılan ve arabesk müziğin ilk kadın starlarından Huri Sapan’ı ağırladı.
Giresunlu bir ailede doğan Huri Sapan, sekiz yaşında ailesiyle beraber İstanbul’a geldiğini ifade ederek, “Çocukken Giresun’un dağlarında inek güderken bir arkadaşıma, ‘İstanbul’a gideceğim, şarkıcı olacağım. Sana mont, bot, bilezik alacağım, üşümeyeceksin’ demiştim. O zaman televizyon yok, radyo yok. Sanatçı olmak nereden aklıma düştü ben de bilmiyorum.” diyerek çocukluk anılarını anlattı.
Sesinin güzelliğini ve yeteneğini eşinin fark ettiğini dile getiren Sapan, “Kariyerimin ilk yıllarında bana ‘Küçük Muzaffer Akgün’ demeye başladılar. Nezahat Bayram’ı da çok severdim, sesimi ona benzeterek şarkıları okurdum.” dedi. Dönemin en iyi plak şirketleriyle çalıştığını ifade eden sanatçı, “Kaç plak yaptığımı bilmiyorum; bana ‘dişi Ferdi Tayfur’ derlerdi.” diye ekledi.
Huri Sapan, “Dinleyicilerimi hiç kırmadım, Gazino çalışmalarımda, eşlerinden beni kıskanmamaları için daha çok hanım izleyicilerimin istek şarkılarını okumaya çalışırdım. Hayranlarımın sevgisi beni kendime getiriyordu.” sözleriyle sahne anılarından söz etti.
“Giresun’un Sanat Kraliçesi” olarak anılan sanatçı, “Giresun’dan hiç kadın sanatçı çıkmamıştı. Bunu ben sırtlandım ve memleketimi en iyi şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum. Dönemimin şartlarına göre Giresun'da kadın sanatçı olarak hiç yadırganmadım.” dedi.
Beraber çalıştığı sanatçıların vefasızlığına sitem eden sanatçı, “İbrahim Tatlıses, Seda Sayan, Muazzez Ersoy, Nükhet Duru beni bir kere olsun aramadı. Gecelerce beraber çalıştığım insanlardı. Bence çok büyük vefasızlık. 2013 yılında bu vefasızlıklara dayanamayıp müziği bıraktım.” açıklamalarında bulundu.