Genç göstermesiyle ilgili de konuşan Burak Kut ‘’Eşimin tavsiyelerinden faydalanıyorum. Ama benimki genetik gibi. Karşı da değilim estetiğe. Oyunculukla ilgili genç göstermek istesem çekinmeden yaptırabilirim. Ama benim yapım böyle. İltifatlar yapılınca, kendimi kendim mi yarattım ki övüneyim, diyorum. Bize emanet edilen bu bedeni en iyi şekilde korumaya çalışıyoruz.’’ dedi.
Dijitalleşmenin müzik sektörüne olan etkisinden de söz eden Burak Kut ‘’Dijitalleşme yeni başlayanlar için avantaj. Eskiden, büyük bir şirketle çalışmadan, biri olmadan bir yere varamazdınız. Şimdi 14 yaşında biri video hazırlayıp, dijital ortamda paylaşabiliyor ve yayılabiliyor. Elbette her sektörde olduğu gibi iyisi kötüsü var. Bazı zorlukları da var. Sanatsal değeri azaltılmış, içi boşaltılmış şeyler de oluyor. Üretmeye devam edip değişime ayak uydurmak lazım. Benim teknoloji ile aram iyi. Uyum sağlıyorum. İnşallah sektörümüz daha da gelişir.’’ dedi.
Bir dönem aldığı tüm ödülleri dağıtması ile ilgili konuya da açıklama getiren Burak Kut, sebebini şöyle açıkladı: ‘’Ödülleri takdim edenlere saygım ve hürmetim sonsuz. Saklayanlara da saygım var. Benimki başka bir şeydi. İnancımı sektöre kaybettiğim bir dönemde atmıştım. Adam kayırmacılık, ödülü hak ettiğin belli iken, ödülü başkasına, hatta adaylığa kategorisi olmayan insanlara verilince afallamıştım. Bunlara kapılma, şöhret gelip geçici demiştim, sonra pişman olmadım böyle düşünmekten. Ödülleriöi bir yerde bıraktım ve unuttum üzerinden aylar geçti. İçinden birkaçını saklıyorum. Ayırmak gibi olmasın ama hepsinin önemi var. Bir sebebi vardı, durup dururken olmadı. Hayal kırıklıklarına bir tepkiydi muhtemelen.’’
‘’Kendimden bahsetmeyi sevmem çok fazla ama yaptıklarımdan söz edebilirim. Fazla doğrucu bulurlar beni bazen. Don Kişot’luk yaptığım dönemler oldu. Ben uyum sağlayamadım diyelim ama gördüğüm bazı şeyler karışışında tepkisiz kalmadım. Müzik aşkım içimde volkan gibi, müzik için doğduğuma inanıyorum. Benimki şöhret yönetimiyle ilgili bir hikayeydi. Hayranlarıma müşteri olarak bakan biri değilim. Ticaret yanından çok sanatsal anlamda beni heyecanlandırıyor hayranlarım.’’ Diyen Burak Kut, 90’larda yaşadığı şöhret sonrası kendi içine kapanma sürecini de anlattı. Sanatçı o dönemler için ‘’Pencereden elimi çıkardığımda çığlıklar kopuyordu. 21 yaşındaydım. Babasını kaybetmiş genç olarak afallıyordum. Kimse de ne yapılacağını bilmiyordu. Öncesinde bir örneği yoktu. Bir yandan bakınca kimden korunuyor diyorlardı, kendimi koruyabilirim diyordum. Ama orada mahcup olduğumu hatırlıyorum. Dokunmak için bayılan insanlar vardı. Görünmeyen tarafı beni yoruyordu. O yetememe duygusu beni hep üzmüştür. Evden kaçan kızlar vardı. Klostrofobik bir hayat yaşayınca, bende işler karıştı. Haber değeriniz var ve kendimce düzgün yaşamaya çalışan biriydim. Bu seferler uydurma haberler çıktı ve üzülmeye başladım. Yanından geçmediğim şeyleri üzerime yıkmaya başladılar. Sokağa çıkınca insanlar bana tepki gösterecek sanıyordum. Oysa ki bakınca, herkesin hayat derdi vardı, ‘’o kadar da değil’’in farkına vardım. Sonra içime döndüm. İçime dönmemin sebebi, beni dönüştürmeye çalıştıkları şeyin olmadığımı anlamamdı. Benim istediğim o değildi.’’ dedi.
Burak Kut ‘’Dinleyicilerimin benden beklentisi yüksek. Bana rağmen, benden vazgeçmiyorlar. Hayatımın içindeki bazı hikayeler senaryo gibi. İniş gibi görünen şeyin gelişme olacağını anlatabileceğim çok hikayem var. Aşırı şöhretten sonra Hayatımı sıfırladığım bir dönem var. Lüksten vazgeçtiğim, eşyalarımı dağıttığım, tamamen hayatımı minimal yaşadığım bir dönemdi. Belki onlar yazılıp anlatılabilir.’’ dedi.