Hayranları Akın Etti

“Enteresan bir otobiyografik kitap

“Doğumumdan bugüne kadar olan yolculuğumu, periyotlar halinde okuyucuya aktardık. Enteresan bir otobiyografik kitap diyebilirim. Çocukluk yıllarım ve 6 -7 Eylül olayları gibi birçok kayda değer anımı paylaştım. Oldukça emek verdiğimiz bir kitap oldu.”

Sinemaya ilk adımını attığı yıllardan günümüze dek 120’yi aşkın filmde başrol olarak yer alan Ediz Hun, dönemin popüler dergilerinden olan Ses’in 1963 yılında düzenlediği sinema yıldızı yarışmasında birinci seçilmesini ve kısa sürede büyük bir ün elde etmesini ‘Film Gibi Geçti’ kitabıyla sevenlerine ve Yeşilçam meraklılarına anlatıyor. Türk sinemasının yakışıklı jönlerinden Ediz Hun, öğretim görevlisi Rıza Oylum’un sorularıyla Yeşilçam’ın kamera arkasına da yıllar sonra ışık tutuyor.

‘Film Gibi Geçti’, usta oyuncu Ediz Hun’un Cihangir’de doğduğu evden Norveç’te geçirdiği öğrencilik yıllarına; ilk rol aldığı filmden milletvekili seçildiği güne kadar hayatının dönüm noktalarını okurlarına sunuyor. Ediz Hun, hayatına dair detayları içtenlikle anlatırken, 6-7 Eylül gibi dönemin kritik olaylarına da değiniyor. Yeşilçam’a genişçe yer ayrılan kitapta, içinde önemli filmlerden karelerin de bulunduğu bir fotoğraf albümüne yer veriliyor. Anılar ve resimlerle nostaljik bir okuma vadeden ‘Film Gibi Geçti’, okurlarının beğenisini kazanmayı bekliyor. 

Kitap hakkında:

Siyah beyaz bir fotoğraf karesi gibi Yeşilçam; bir kenara atılmış, tozlu raflarda duran, ama her bakıldığında insanın ruhuna elemle karışık bir saadet yayan, ucu yanmış bir fotoğraf karesi. Fakir ama gururlu erkekleri, amansız hastalıklara yakalanan kadınları, imkânsız aşklarıyla o 24 fotoğraf karesinde her şey biraz daha masum sanki.

Türk sinema tarihinin en yakışıklı jönlerinden Ediz Hun o dönemin başkahramanlarından biri. Beyoğlu Emek’te, suare seanslarında, yaz günlerinde açık hava sinemalarında yıllarca konuk oldu hayatlara. Onu hep canlandırdığı karakterlerle beyaz perdeden izledik, ama işin bir de perde arkası vardı. Ediz Hun bu kez kurgu değil, gerçek bir hikâye anlattı. Cihangir’de başlayıp Norveç’e kadar uzanan içinde birbirinden güzel aşkları, üstün başarıları ve bir halkın hayranlığını saklayan bu hikâyede başrol yine onun.