Ulusal Medya Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Arslan, özellikle sanatçıların kişisel markalama konusuna daha fazla önem vermeleri ve doğru marka danışmanlarıyla çalışmaları gerektiğini ifade ederek, Müslüm Gürses'in yıllar önce sadece belli bir kesim tarafından dinlendiğini, bugün ise toplumun çok farklı kitlelerine ulaşan bir sanatçı olduğunu söyledi.

Ulusal Medya Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Arslan, PR (halkla ilişkiler) konusunda toplumda bilgi kirliliği olduğunu ve PR'ın çoğunlukla basın danışmanlığı ve menajerlikle karıştırıldığını söyledi. PR'ın marka iletişimi, kurumsal iletişim, kriz yönetimi ve medya iletişimini kapsayan çok geniş bir kavram olduğunu belirten Arslan, basın danışmalığının marka iletişiminin bir alt unsuru olduğunu ifade etti.

Firma olarak yıllardır marka ve iletişim danışmanlığı yaptıklarını belirten Arslan, markaların toplumda istedikleri algıyı oluşturabilmeleri için PR ve reklamın kaçınılmaz olduğunu, algı yönetiminin ancak PR ve reklam ajanslarının birlikte yürüteceği çalışmayla sağlıklı bir şekilde gerçekleşeceğini bildirdi. Basın danışmanın marka algısı yaratılmasında tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Yasemin Arslan, "Ne yazık ki firmalar sadece bir basın danışmanıyla çalışarak bu durumun yeterli olduğunu sanıyorlar" dedi.

Arslan, marka adaylarının doğru iletişim yöntemleriyle halka ulaşması gerektiğini, PR'ın düzenli ve sürekli bir iletişim gerektirdiğini ve firmaların ancak bu şekilde itibar kazanacağını ifade etti. Yasemin Arslan, firmaların marka yolculuğunda yeniliklere açık olmaları gerektiğini belirtti ve pazar payını arttırmanın yolunun özgünlüğünü koruyarak trendlerle beslenmek olduğunu söyledi.

Firmaların sadece PR'la değil mutlaka reklam harcaması da yaparak reklam+PR kavramlarını birlikte kullanmaları gerektiğini, reklamın PR'ı tamamlayan ve hedefe ulaşmayı sağlayan önemli bir unsur olduğuna dikkat çeken Arslan, Ulusal Medya Merkezi olarak firmaların marka yolculuğunda uzman bir ekiple çalıştığını belirtti.

 "Müslüm Gürses İyi Marka Örneğidir" 

Ulusal Medya Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve Marka İletişim Danışmanı Yasemin Arslan, marka olmanın sadece ürün ya da firmalar için geçerli olmadığını, ülkelerin, şehirlerin ve kişilerin de marka olabileceklerini söyledi ve "Kişisel markalama konusu ülkemizde ne yazık ki bilinmemekte ve hasbelkader yürütülüyor" dedi.

Özellikle sanatçıların kişisel markalama konusuna daha fazla önem vermeleri ve doğru marka danışmanlarıyla çalışmaları gerektiğini ifade eden Arslan, Müslüm Gürses ve Ajda Pekkan'ın bunun en iyi örneklerinden olduğunu belirtti.

Müslüm Gürses'in yıllar önce sadece belli bir kesim tarafından dinlendiğini, bugün ise toplumun çok farklı kitlelerine ulaşan bir sanatçı olduğunu kaydeden Arslan şunları söyledi:

"Ünlü şair Murathan Mungan, Müslüm Gürses'in albümü için süpervizörlük yaptı, hem şarkı sözü yazdı hem de şarkı seçiminde danışmanlık yaptı ve ortaya çok konuşulacak bir albüm çıktı. Yılların Müslüm Baba'sı, 'Aşk Tesadüfleri Sever' albümünde Bob Dylan, David Bowie, Haris Alexıeu, Garbage, Björk gibi Batılı sanatçılardan şarkılarını Murathan Mungan sözleriyle yorumladı. Eskiden Müslüm Gürses konserlerinde sadece bileğine jilet atan kişiler varken sanatçı şimdi senfonik düzenlemelerle her kesimden müziksevere hitap edebiliyor. 'Ben Müslüm Gürses oldum' diyerek bir kenara çekilmedi, kendisini daima trendlerle besleyerek ve hedef kitlesini genişleterek gündemde tuttu. Üstelik bunları da kendi sitilinden uzaklaşmadan yaptı. Müslüm Gürses A-B grubunu da kendine çekerek markalaşmayı doğru kullandı, bu alanda en önemli marka olma örneklerinden biridir.

"AJDA PEKKAN HER ZAMAN GÜNDEMDE KALMAYI BİLİYOR"

Ajda Pekkan da bir sanatçı olarak her zaman gündemde kalmayı biliyor. Çünkü her dönem kendini yeniliyor ve toplumdaki beğeni değişikliğini yakalayabiliyor. Fakat bunun tam aksine Burcu Güneş'te bir başarısızlık oluyor. Burcu Güneş başarılı bir yorumcu ama ben Burcu Güneş'in hiçbir şarkısını hatırlamıyorum. Hiçbir zaman Burcu Güneş'in albümünü satın almadım. Bence repertuvarını doğru seçmiyor ve Burcu Güneş'i ekibi yanlış yönlendiriyor. Bir başka örnek de Demet Akalın, bence çok iyi bir sesi olmamasına rağmen doğru şarkılar seçerek toplumun genel beğenisini yakalayıp meşhur olmayı başardı. Çünkü marka olmanın olmazsa olmazı meşhur olmaktır."

"ACUN ILICALI HER ŞEY OLMAMALIYDI"

Başarılı isimler arasında televizyon yapımcısı Acun Ilıcalı'nın da olduğunu söyleyen Yasemin Arslan, "Acun başarılı bir televizyoncudur, profesyoneldir ve meşhurdur. Markalar meşhur olursa satarlar. Bence Acun'un bir hatası var, tek bir yarışmayı sunarken, daha sonra ses ve dans yarışmasında da ekranda olması onun marka yolculuğundaki en büyük hatasıdır. Dans ve müzik yarışmalarında ekranda çok fazla görünerek kendisiyle ilgili ekran kirliliği oluşturdu. Marka olmak kadar marka kalabilmek de çok önemlidir" diye konuştu.


ARSLAN: "MENAJERİN İŞİ BASIN DANIŞMANLIĞI DEĞİLDİR"

Türkiye' de menajerlik ile basın danışmanlığının da hala karıştırıldığını da belirten Ulusal Medya Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Arslan, "Yanlış insanlar yanlış işleri yapıyor. Menajerin işi basın danışmanlığı değildir. Zaten basın danışmanı da marka danışmanı değildir" dedi.

Basın danışmanlığı kavramının da PR'ın alt unsuru olduğunu belirten Marka İletişim Danışmanı Arslan, "Markaların ve firmaların basın danışmanları var. Basın danışmanı sadece stratejisi belirlenmiş marka iletişimini basına taşıyan kişidir. Eski bir reklamcı olarak belirtmeliyim ki şu anda dünyada PR reklamın önünde koşuyor.

Türkiye'de PR yeni yeni yerleşiyor. Henüz birçok marka PR'ın önemini daha anlamış durumda değil. Ülkemizde bu işi doğru yapan az sayıda da olsa PR ajansı var. Benim en beğendiklerimden birisi Ali Saydam. İnsanlar üniversiteyi bitirdikten sonra biraz sermaye ve çevre ilişkisi varsa hemen halkla ilişkiler firması kuruyor. Ancak bu iş bu şekilde yapılmaz. PR'ın marka, kurumsal kimlik, pazarlama, reklam ve medyayı iyi bilen ehil insanlar tarafından yapılması gerekiyor. Ülkemizde yeni pazarlara ve dolayısıyla yeni markalara ihtiyaç var. Doğru kişiler sektörde olursa PR ülkemizde gelişir. Çünkü Türkiye'nin yeni markalara ve ülkemizin marka olmaya ihtiyacı var" diye konuştu.